4 Kasım 2008 Salı




Neden kendimi kötü hissettiğimde çığlık atamıyorum ?
Eğer dünyada zaten cehennemi yaşıyorsak bu hayatın anlamı ne ?
Ama olaylar sonunda olacağına varır diye düşünmek zorundayız.
Aksi halde, bunların hiç bir manası kalmayacak.

19 Ekim 2008 Pazar

Düzen (!) ve cehalet gücü cahillerin elinde toplatıyor ve hakkını savunamaz oluyor insan cahile karşı. Her bir söz bir tokat olarak dönüyor nefret naralarıyla. İnsan artık düşüncelerini savunamaz oluyor ne kadar haklı da olsa...

16 Ekim 2008 Perşembe

I become clostrophobic, day by day in my own way ...

14 Ekim 2008 Salı

Hayatın sonu ölüm olsa da,
Hayatın amacı ölüm değildir..

28 Eylül 2008 Pazar



Bazen kafam boşluğa düştüğünde sadece oraları düşünüyorum ve onları dinliyorum..

Oralar: İzlanda
Onların şarkılarından biri: Sigur Rós - Heysátan

26 Eylül 2008 Cuma



Seni tanımıyorum, ama biliyorum bir sonraki kısa süreli mutluluğum ve sonrası süre gelen mutsuzlukların bir parçası.

22 Eylül 2008 Pazartesi

İnsanlar sanki ölümsüzlermiş gibi hep birbirlerinden zaman isterler;
"
-Biraz zamana ihtiyacım var.
-Zamanla her şey düzelecek
-Tek çözüm zaman
"
derler.
Kişilerin bu ölümsüzlük oyunlarında kazandıkları hiç bir şey yoktur; kaybettikleri en önemli şey ise "ölümlü" olarak yaşayacakları zamandır.

19 Eylül 2008 Cuma



Bir filmin,
hayatımdaki mutsuzlukları pekiştireceğini
hiç düşünmezdim.

15 Eylül 2008 Pazartesi


The grass was greener
The light was brighter
With friends surrounded
The nights of wonder
...

Richard Wright 1943-2008

14 Eylül 2008 Pazar

Birazcıkta ironiyle süsleyelim buraları..

Radiohead - Everything in it's right place

13 Eylül 2008 Cumartesi

We're bounded to our hopes eventhough we won't be able to reach them.
Playing in the Background: Do Make Say Think - Bound To Be That Way

12 Eylül 2008 Cuma

Çorba tuzsuz olmuş biraz da acı..

3 Eylül 2008 Çarşamba

Bir tabut
Uzaktan gelen çeşme sesi
Ve Medusa'nın gözleri..

Ünal Şenkal (1947 - 2008)

29 Temmuz 2008 Salı

Bazen insanlar neler yaparlarsa yapsınlar, önlerine çıkan yoldan başka yollara sapamıyorlar. O yolda devam edip karşısına çıkan; geçmişi, acıları ve daha bir çoğunu yaşıyarak yolu bitirip hedefine ulaşman gerekiyor. Kader diye bir şey olmamasına rağmen böyle bir şey var işte.

Bunun adı nedir bilemicem ama herhalde "Hayat" denen kavram değil. "Hayat" değil ulan bu yaşadığım demek adına söylemedim bunu sadece adının Hayat olmadığını belirtmek için söyledim. Biz kısaca kendisine Mr. Oh Yeah! diyelim ya da Mr. Hi5 'da olabilir hangisini isterseniz onu kullana bilirsiniz .

Mr. Oh Yeah (Nam-I diğer Mr.Hi5) ' lık bir şarkı : Rufus Wainright - Going To a Town
Fotoğraf: Hemi 'Menahem' Behmoaras (Evet ben çektim)

14 Temmuz 2008 Pazartesi



Durumumu anlatamıyorum o yüzden sadece bir şarkı armağan ediyorum sizlere..

Colin Hay - Overkill

16 Haziran 2008 Pazartesi

o gün atamadığım
sadece bir kep değildi
üzerimdeki hüzündü..

15 Haziran 2008 Pazar


Bazı şarkılar da vardır ki tam duyulması gereken anlarda ortaya çıkarlar birden
Bir kulaklıktan, bir hoparlörden, bir filmden ya da sokakta mırıldanan bir insandan

Burak,Tuğba,Melek Orkut ve Salih'e
Joy Division - Atmosphere
Dünyanın en üzgün mezunu
ki mezun olamadı aslında
diz çökmüş yolun ortasında
yirmi iki yıl yaşadığı sokakta
karşısından gelen çöp kamyonuna bakıyor
bir şarkı dinliyor o an
yaşadığı her şeyi hatırlatan
ve de unutturan..


Unutulana ve hatırlanana..


O an dinlediği şarkı: Mogwai - Killing All The Flies

8 Haziran 2008 Pazar


Bazı şarkılar olur ki şarkının içinde varolan duyguyu hissetmeden, yaşamadan, o şarkı pek mealsiz gelir insana..

Barış Borucu'ya
The Killers - Everything Will Be Alright

3 Haziran 2008 Salı

"Peki ya şimdi ?" diye sordu Gregor kendi kendine ve karanlıkta etrafına bakındı. Çok geçmeden artık hiç mi hiç hareket edemediğini farketti. Buna şaşırmadı, esas o ana kadar bu incecik bacaklarıyla gerçekten de yerinden kımıldayabilmesini olağandışı buldu. Öte yandan kendini öncesine göre daha rahat hissediyordu. Gerçi bütün vücudu ağrıyordu, ama bu ağrılar giderek hafifliyordu ve sonunda hepten geçicek gibi geliyordu ona.Sırtındaki çürümüş elmayıve tümüyle yumuşak tozla örtk yangılı bölgeyi hissetmiyordu bile.

Ailesini yoğun bir duygu ve sevgiyle düşünüyordu. Yok olma gerektiğinin düşüncesinde belki de kız kardeşlerinden daha da fazla kararlıydı. Bu boş ve huzur verici düşüncelerle, saat kulesi sabahın üçünü vurana dek oyalandı. Pencerenin öte yanındaki genel aydınlanmanın başlangıcını da gördü. Derken başı isteği dışında tamamen düştü ve burun deliklerinden son nefesi de güçsüzce çıkıverdi.

3 Temmuz 1883 - 3 Haziran 1924

29 Mayıs 2008 Perşembe

Boğucu bir sürü düşünce geçiyor aklımdan; ne geçmişim ne geleceğim, hiçbir şeyi göremediğim..

28 Mayıs 2008 Çarşamba


"I don't value a film I've enjoyed making. If it's good, it's damned hard work."
Sydney Pollack
1 July 1934 - 26 May 2008

18 Mayıs 2008 Pazar

Tanrı bana bir kaç göz yaşı verdi, hayatımın 22. en kötü gününü kutlamak üzereyken.

11 Mayıs 2008 Pazar



"Mutluluğum; içimdeki çocukluğum, hayallerim, bir pazar güneşi ve Joseph Haydn"

5 Mayıs 2008 Pazartesi


Biri en son "Hallelujah" çalarken sarılmıştı bana.
Başka biri ise "Lover You Should've Come Over" ile hatırladığını sölüyordu beni.
Ve daha niceleri..
Oysa ben hala, her birini hatırlıyorum Jeff Buckley'yi her duyduğumda.

15 Nisan 2008 Salı



Sabahleyin kar vardı.

Sevinebilirdi insan, kardan kulübeler ya da kardan adamlar yapılabilir, bekçi diye kapının önüne dikilebilirdi.

Kar avutucudur, işte hepsi bu ve sıcak tutar derler, içine gömüldüğünüzde.

Ama ayakkabıların içine sızar, arabaları yolda bırakır, treni yoldan çıkarır ve uzak köyleri yalnız bırakır.

"Peter Bichsel" - Aslında Bauan Blum Sütçüyü tanımak istiyordu.

8 Nisan 2008 Salı

çekmecem, bir zaman yolculuğu, her duyguyu barındıran.

25 Mart 2008 Salı


"It only happens if it doesn't matter."

14 Mart 2008 Cuma

"Hayatınıza giren her kadın, bir öncekinin acısını dindirir ama asla onu unutturamaz"

14 Şubat 2008 Perşembe


cesare pavese bir gün şöyle bağırmış:

"yaşama sanatı, sevdiklerimize onlarla birlikte olmaktan ne büyük bir zevk duyduğumuzu göstermemekten başka bir şey değildir. bunu başaramadık mı, bırakıp giderler bizi..."

3 Şubat 2008 Pazar

Bir insanın en iyi olduğu zanaat kendi kurduğu, büyüttüğü hayatını, benliğine uymayacak saçma hareketler yaparak yıkması olsa gerek...

18 Ocak 2008 Cuma

Evet bağırıyorum: Hepimiz .. !!


Bağırışlar genelde uzun sürmezler, bir tepki için yapılırlar...

Uzun bir yazı yazmıştım aslında, ama bağırışlar gerçekten uzun değildirler, insanın gücü genelde çok uzun bağırmaya yetmez ...

Medenice bir fikri savunmanın karşılığının silahla susturmak olduğu bir ortamda, her medenice fikrini savunan insan aynı aslında, herkes bir şekilde susturulmaya mahkum yaşamakta olduğumuz bir ortamda, hepimiz aynıyız... Hepimiz susturulmaya çalışılan,susturulan birer insanız ... Hepimiz birer Hrant'ız ...

Ve biz Hrantlar, onun için , kendimiz için Hrant İçin, adalet için, 19 Ocak'ta, saat üçte, aynı yerde bağırıyoruz : "Hepimiz Hrant'ız !!" diyerekten.

9 Ocak 2008 Çarşamba

Bağırmak için..


Evet bağırmak için, bu blogu Menahem'in , benim , bağırışlarım(ız) için açtım.Ben şimdi yattım uyuyorum.Menahem'de mezarında uyuyor ama elbet bağıracağım(z) buralarda... Belki de yakın bir zaman da..